Kayıtlar

Ekim, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Balyoz

Geçimi atlatılmış dünü fark ettiğimde Lakinlerle dolu bir huzurla karşılaşmaktan Yoruldum: Demekten de/ Evren serzenişime savaş açtıkça Dikine meyillenen boynum da Söndü artık kurudu artık eğri/ Burkulmaya fırsat bırakmayan bir materyalliğe soyunan mızraklarla: anlam Geliyorlar üzerime Gard diyorum hep Gardım delik deşik Bütün savaşlarda eksik Bütün savaşlarda yeniden acemiyim/ Yazgı diyorlar yaşıyorum Susku diyorum bağırasım geliyor Gel diyorlar yürüsem önüm Mayıs altına mayın Mevsimler de kalktı lügatten Ah, kelebekler ve insanlık Kaderin paydasında birbirlerine bölünmekteler! Kıstas ve kısas diyorum ben de Hiçbir şey de noktayla son bulacak kadar Olabilir mi şu gök indinde?/ Üzerinden bir yük daha kalkar ırgatın: Gün. Hani bir güneş doğar yirmi birinci yüzyıla: Sıkkın. Cana bir irkiliş nükseder saniye kıvamında: Tirşe./ İndirgenmiş bir yaşam, soluklanamamış bir ciğerle çarpıştığında Anlam imhalanır Demedi babam hiç Ben insanlığa fısıldamak istiyorum, bir filiz: İndirgenmiş bir yaşam...

Tanrının Filminde Bir Figüran

Artık yapmalıyım Tanrı gülüyor bana Şu hale eğilemeyen başımın Gereksiz darboğazlarda kıvranışı Artık yapmalıyım Tanrı gülüyor bana Her gün şaşılası bir fırtınada boğuşmak varken Boşluktan aldığım ve yine boşluğa verdiğim nefes Gülüyor bana Acı-ya-mıyorum kendime artık Kendime gaddarlanıyorum Yenilmek de olsun kaderimde Devşirme bir orospu gibi kalkıp gidemiyor üzerimden şu aynılık tohumu Artık yapmalıyım Tanrım gülüyor bana İnsan aşağılık bir mevcuttur sadece Nezdimde hiçbir mevcut Hiçliğin mevcudiyetinden vakur değildir -o görünmeyen hiçlik, o tanınmaz, o tanrı. ben mevcut, ben kader, ben varlık, ben aşağılık. Yüceler soyundan bir edilgen Yanmakta bir muma koymuş adımı Ömürse bu mum Yatsıya her şey gereksizliğinden silinecek! Artık yapmalıyım Tanrı, ben, edilgen, varlığım biliyor yapmam gerektiğini ve istiyor yapmamı O zaman rol üm bu muydu? dayanamamak. figüran. tanrının filminde bir figüran. Varlığımın insanlıktan soyunuşunun Şu kaç bininci satırında evet, omuzlarım çökmüştür evet,...

İstiflenmiş Doğrular Yazgısı

Neyi anlatacaktın bana Yığınların arasından çıkardığın kol, bacak ve başları mı? Ben kulağına hiçliği bağırırken suratıma tükürdüğün cesetler umrumda mı? Ah şu insanlık için ölüp ölüp dirilen şairler Beş para etmezler ama zengin ölürler ve ardlarında çocukları vardır neyi anlatacaktın bana hem ben bu meşru cinayete karşı çıkıyorum.. yaşama her şeyin ucundaki ölüm beni korkutamıyor onun için yaşıyorsam neyi anlatacaksın bana zincirler, mızraklar, savaşlar hepsinin görünmezliğindeki aciz duruşumun nasıl da yengi için yanıp tutuştuğunu mu? Hadi marş! Marş hadi Nerede benim ayaklarım, gövdem, yumruklarım Ama tanrım Benim toplamım yetemiyor hiçbir şeye Davranamıyorum bile Kalıyorum öylece Ölümü beklemek bana hiç aklî gelmiyor Bana hoyratça bir meydan gerek Selaların susmadığı bir düşmanlık sezmek istiyorum Şu soluklarım manasızlığın daniskası Kurtuluş yollarındaki murabıtların tanrılaşması da Beni senden soğutamadı tanrım bu savaşta Bil istedim İmtinasız bir muharebe kokuyorum nova! Ancak s...