Gerçek Bir Delilik
gelişmiş ırgatların cephesinde gamalı cepkenimden taşan yaşamın telaşlı ve yaramaz taraflarını ayıklıyordum her şeyden önce toparlanmadan biliyorum biliyorum yalvarmayacağız hele savaşa gerildiyse boğazımız eski kallavi taraflarına yaslanamayacağımı diri diri hissetsem de köşelerimde bunun hiçbir dönüşe imzası yok işte mütevellit! seddülrüşd'ü yarmaya yetemeyecek şamdan gelen parlak kurşunlar flaşlar patlıyor gökten gerilen yüreğimi çekiyor melekler yürüdüğümde kara da yürüyor benimle geç bir birliktelik zaten hep böyledir: "kameralar hep geç gelir." hiçbir şey sahte bir delilik kadar ilgi çekici olmamıştır bunu kurşunların sekişinden kuruyorum bütün gölgeler can verdi ve vicdanın sesi duyulmaz oldu tetiklerin gürlemesinden "bu saçlara artık ihtiyacımız yok Hank!" dedi delirmiş yarbay yoluyordu saçlarını kalan yedi parmağıyla gerçekten bitti mi buraya kadar mı inancın ilk sapakta kayıplara karışması bunun alışılagelmiş olması gerekirdi henüz yolmadım saçlarımı y...