Kayıtlar

Mart, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Altın Zigana

Askıda kemer Dünden kalan yaralar Kurumuş kanlar Şekerli dudaklar Yolcusuz duraklar Pembe binalar Kırmızı bulutlar Mavi kaldırımlar Askıda kemer Sırtımda kabuk bağlamayacak yaralar İçin dışa tecavüzü Gebe bütün düşünceler Dayak yedim RA! Neredeydin de Görmedin beni Ve ne bu rengarenklik Ahanda burada gözyaşı damıtırken bir simyacı Ve ne bu gevezelik Silah sesleri teğet geçiyor yıldızları Ve uzayda tekrar edip duruyor Uyuyamıyorum Gözlerim yok Uzanamıyorum sırtım kanıyor Gümüş testilerde yorgun kelebekler Kırık testilerin berrak suyu Kaplanın azı dişine dokunduğunda Ezan okundu Susuldu bir müddet Ben hala yanıyor ve yanıyor ve Yanıyordum Tanıyordum artık bir şeyleri Ve anlıyordum Bunca renk cümbüşünün sebebiydi Gözyaşın Durmak bilmez ağlayışın Öyleyse Zinadan önce ağlamak haramdı artık bana Şaraptan önce insaniyet haramdı artık bana Bu Muydu Yani Dünyanın karanlık yüzü Yüzsüzlük... Dünden kalan yaralar! Su getirin ve boğun beni! Ya da boş bir mezar gösterin Geldiğim yere gideyim! Aceley...

Cenin

Neferlerim çıplak! Bir boğum suyun içinde kıvrandım durdum Falanca yaşıma kadar hep İşimdir bu benim deyip Köprüler saydım Bilmem ben hangi şairin ceninini tutuyorum içimde Estetik; mızrağın ucuna düğümlenmiş Bir intihar boğumu Davayı kazandım Böğrümden geçip mızrak Kalbimi astı gövdemde Nitekim fark etmedim acıyı Ben o mızrağı doğarken Bendime bayrak direği gibi saplayıp Öyle başlamışım ağlamaya Şimdi bilemem Hangi şairin cenini içimde tuttuğumu Aşklar soğuk Soğuklar ölüm Kalıcı bir izi inkar edemem Gücüm yetmez Sema yumruk olur Gümrük kapılarında uzlet bekçileri vurur beni Ah memleketim Gövdemdeki mızrakla ölsem en kalabalık bulvarında Nasip deyip saplar mısın sen de bir mızrak kendine Fikrimin senden uzak olduğu kadar bir güçle Neferlerimi, fikirlerimi soydular.. vurdular kaçmak erdemken Estetik; mızrağın ucuna düğümlenmiş Emir sahibi belki kader, omurgalarım delik deşik En değerli acım.. Aşklar soğuk Soğuklar ölüm!