Lahitteki Kan
şöyle kar bize hiç söylenmediği gibi yağdığında eskidi dayanan her tutarsızlık dahi eskidi olmayan ışık gibi söndü fırtına tarumar bir ezel döşüyor önüme kabuğundan sıyrılan sırtlan gibi ama lahitlerin de sökülmesi lazım gövdemin ademinden elim sıyırıyor sokakları intihar öylece geçip gidiyor intihar bir nakarat bekliyor kendini vuracak berfe dün söndü yarın ben bugün şiir vuracak kendini eski bir hakikati okurkenki gibi kanıyor ellerim gözlerim alaycı bir kuş şans hep yamaçlarda süzülür selam L.A, San F. bir ses duyuyorum ardımda bıraktığım ilk! bir ses duyuyorum: hakikati teslim etmek istiyorum sana! bir ses duyuyorum tanrım henüz sarsmadım sesi bu hülyadan çekip çıkaramadım bir nefer dahi kırkıma dayadım namluyu iştirakti yaşamak ve namlumda davetsiz misafirler bir ses duyuyorum tanrım kimseye ihtiyacım yok bir dizin şarap ve hatır yüklü hipodrom /atalarıma ret! dedemin beyaz bir atı vardı ben olsam adını Kelly koyardım öylece yatıyordu şimdi hatırlıyorum solu...