Kayıtlar

Aralık, 2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Çöldeki Ölüm II

nasıl anlatılabilir döndüğüm sağ çıngı alevi doğurturdu bu kader ormanından ya ne oldu? çıngı bir düşe kondu, çıngı bir düşe kondu, çıngı bir düşe kondu, anlatılmaz! haklıysam eğer çekilmem bu yangından "biz" ne için yazılırsa satıra onun için değildir savaşım keder birleştiremez hiç birden fazlayı biz, gölgelerin başucuna yaslanmıştır hep yokken onlar biz, benin ahmaklığıdır canım süngüyü yenile şu gördüğün kara binaları altın oraklarla fethettim süngüyü yenile süngüyü yenile hiçbir savaşın kazananı yok artık tertemiz yüzlerin yarattığıdır kanım hadi savaşalım, hadi savaşalım, -kolay değil. hadi savaşalım! ses aldı ve götürdü süngüyü kendimi, kendime acıyan düşlere uyandırdım hemen çünkü yankıdan kaçmak her seferinde kalburlardan geçirilmiş köleleri anıyordu köşede hani diyorum barış mıhlayın bütün kurşunları sırtıma hani diyorum barış çağrılar, çağrılar, çağrılarım ve çağrılar tükendiğinde yeni yaratılmışların gözleri seçiliyordu ufuktan biz, alnımızın bu kanlı saçma sapan ...

Rulet

yüzümüzde kum elimizde balçık simsiyah güneş doğmak üzereydi göğe öylece dalmıştık yeni fırlayan kuşlar  dumanları kötürüm olmuş savaşın  sıradağlarına eğmiştik bakışlarımızı bir yüz yarıyordu dumanı sürüklediği bedeni sanki yüceydi hepimizden karşıdan geliyordu gelen namlumuzu şakaklarımızdan sıradağlara doğrulttuğumuzda  mermilerin yerinde kıpraştığını söylüyordu Sabrina adımlarının ağırlığı kaderimizi  eziyordu  yaklaşana elimizde kalan tek tanrıyla  saldıracaktık olduğumuz yerde künye: La Hina Torpa, Ahorat. künyeden taşan yıldız gündüzün berraklığında  kör ederken gözlerimizi şansımızın bizden önce  karıştığını intihara.. sırra kıdem vermeliydi ölümümüz kaçımız ölümünü seyredebildi bu kadar hangi Hanry?  I, II, III, IV? süngüyle nabzımızı soyarak  taşmaya başladı can  savaşa getirdiğim pırlantamı sımsıkı tutarak gitmek istiyordum inandığıma öyle de oldu mevzimizden ölmeye kalktığımızda künyesinden taşan aydınlıkla parlayan yüzü...

Çöldeki Ölüm

her şeydeki o süngüyü bu benim başkasında gördüğüm düş şıtak sesinin yankısında boğulan at bana beyaz bir gelinliğin yasını hatırlattığında falanca vapurdan sarkan intihar terfisi gözüme ilişir, bunda cehennemin yankısını duyarım işte burada bu anda yaşama —2022

Hükümsüz

inanır mısın ses kulaklarımdan dudaklarıma taşıyor bir ölüm hürriyetinde ardıma konuşlanmış yadigar Sabrina'm yok taahhütler kuşların geçtiği yerlerden  düşüyor kucağıma çünkü gördüm bir imgenin bizonun kafasını yardığını şimdi halim yazgıya eğilmemin milyonuncu yılına soyunurken  sisler ayrışıyor taraflara ve iniltileri kavuruyor gövdelerin henüz ispatlanamamış yaşamında eğiliyorum çünkü bunu yapıyor olmak canım bir kavmin  uğultusunu duyuyor gizlenerek ve kendimden korkarak yaslı ellerimle yazgısını titretmek evrenin lakin bir cereyan dahi etmezdi öfke, imge, künümüz/ her şeyin başladığı. gözlerimde alayın kendisi uluyor  bakışlar her basamağın ayırdına ilişik  bakışlar emirlerin ucu bucağına yerleştiriyor mayınları yeterli değil/ sürmeli. eğiliyorum böyle de devam edecek iliklerimize ördüğümüz sıratta her şeyin yönü var, tayini bela'dan beridir ayırtlarımız şişiyor rayların üzerinde tepiniyor fillerimiz/sürüyor. işte gözler görüldü ve kelamlar gözler konuştu ...

Muhakeme

gürbüz bir akşamın  yere doğru eğilişini temsilen  hakikatin avucuma yerleştiğinin  sadra kıvrılan bir neşeyle ayırdına  kavuşuyor ve acıyı kendimle bir kabul edip infaza yeltenmedim Rina bu tahtadan yargının üzerinde  ben tepinmiyorum aksine aktığını şiirin  şimdi arkalardan bir ses  beni böldüğünü sanıyor alfabenin kuvvetli serzenişine bunu katmıyorum bu  acımasızlığı şiirin kaşlarım diri  dudaklarım duman, ellerim sivri o boğuk bulutları aldım da kendime varlık saydım tüm çarların eğimine bu tahtadan zırvadan çıkmıyorum direnişi şiirin kahverengi kelimelerle  betondan azı dişlerimi kırmaya yelteniyorlar önüme eğdiğimde başımı kimse üç bucak yaşadığımı düşünebilir miydi zevki şiirin boğulduğum yalnızca yüklemin anlamı buğulaştırması ve süregelen zamana dahil olduğumda etimin yandığını hissetmedim mi zannı şiirin rezervuarına deli saçmaları mıhlanıyor ölümün ölümle fotoğrafı olanlar da bazen  sığlaşıyor eklemlerinden nisyan sığlaşt...