Muhakeme
gürbüz bir akşamın
yere doğru eğilişini temsilen
hakikatin avucuma yerleştiğinin
sadra kıvrılan bir neşeyle ayırdına
kavuşuyor ve acıyı
kendimle bir kabul edip
infaza yeltenmedim Rina
bu tahtadan yargının üzerinde
ben tepinmiyorum aksine
aktığını şiirin
şimdi arkalardan bir ses
beni böldüğünü sanıyor
alfabenin kuvvetli serzenişine bunu
katmıyorum bu
acımasızlığı şiirin
kaşlarım diri
dudaklarım duman, ellerim sivri
o boğuk bulutları aldım da kendime
varlık saydım tüm çarların eğimine
bu tahtadan zırvadan çıkmıyorum
direnişi şiirin
kahverengi kelimelerle
betondan azı dişlerimi kırmaya yelteniyorlar
önüme eğdiğimde başımı kimse
üç bucak yaşadığımı düşünebilir miydi
zevki şiirin
boğulduğum yalnızca
yüklemin anlamı buğulaştırması
ve süregelen zamana dahil olduğumda
etimin yandığını hissetmedim mi
zannı şiirin
rezervuarına deli saçmaları mıhlanıyor ölümün
ölümle fotoğrafı olanlar da bazen
sığlaşıyor eklemlerinden
nisyan sığlaştırmıyor mu kalpleri
sorgusu şiirin
artık koşu yolu bitiremeyecek
her kitap bunu söylüyor ve
eğildiğinde gök alnıma
kavramıma yeni bir zaman
ekleniyor
buğusuz
umudu şiirin
avucumda aşka dair hiçbir şey yok
avucumda yenilginin esas olmasına dair
muhtemel kanıtlar hüküm sürüyor artık
kabzam derin
gardım ağır
boynum sürmeli kanla
cengi şiirin
istikametin yancısı
örgün bir gölge
seyre dalıyor nefesimi
hiçbir yara da öylesine iyileşecek değildi ya
kainatın merhemi elimde
bütün notalar kalemimi boyuyor
artık engel olmuyorum
hissi şiirin
bu tahtadan yargıyı
yumruklarımla yarmayı diliyorum
yeni bir evrende parlamak
sonu şiirin.
Yorumlar
Yorum Gönder