Yeni Bir Yok Şey
bacakları titriyordu
çaresiz bir trajedi
insanın korkmadığı binlerce şey olmalı
yaşamak için
gerçekliğin yüz karası sesler duyuyorum
kıvrak dillerden omurgasız cümleler
nihayetimi biliyorum mrya.
ben bunu bilmekle mükellef olduğumu
kanatlarımdan bağırıyorum bütün
mayhoş ışıltılara, gölgelere ve gize
ya, sanrının o düşüncelerle gümbürdeyen
uğultulara kurban edilmiş ömürsüz
annem konuşuyor, konuşacak da
anadolu kokuyor gövdemin ardı
kaç namlu saydığım, yelkenimde saklıdır.
ilk önce Allah diyor annem
ben de anne diyorum.
bacakları titriyordu myra.
adın ne senin?
nereden, nereye geldin?
amaçlarımı savurduğum yüzyılın nerede?
ömür çeyrek asırdır
bunu abimden öğrendim
sırtımın ardında gözler var külfet dolu buğu
bunu kendim gördüm o anda
başladım büyümeksizin öğrenmeye
mary
şimdi ikindilerde sela çok demode diyorlar
kulak kesiliyorum falanca, falanca mezarlığa
çekildiğim gökyüzü şimdi müteessir
uzandığım yatak berbat
baktığım yolda yeni bir şey yok keşfedilecek
evet bu olsa gerek tüm ikilemlerimin kesiştiği
baktığım yolda keşfedilecek yeni bir şey yok.
/den, Myra Baumaer'a. Üç nicelikli şiir.
Yorumlar
Yorum Gönder