Son Günaydın - HANK! VI.bölüm
Onlar gelmeden on sekiz saniye önce
Halletmiştim iki dakikalık işimi
Yarıya indirdiğim pantolonumun fermuarını kapattım sonra
Tıpkı 1922'de Chicago'da olduğu gibi..
Kafam biraz dağılmış, boş boş oturmaya başlamıştım
Uzun zamandır boş boş oturamıyor, oturduğum yerde düşünceler hortluyordu zihnimde:
Bir arenanın ortasındaydım
Seyircilerin elinde kocaman pankartlar vardı
Pankartlarda ne yazdığını görmek için biraz yürüdüm seyircilere doğru
Yaklaştıkça az buçuk seçebiliyordum pankartlara yazılanları
Daha da yaklaştım
Net bir şekilde okuyabiliyordum artık
Tüylerim diken diken olmuştu nedense
Gerçekten de makul bir sebebi yoktu ürpermemin.
Yazıyı okuyabildin mi, diyor Hank
Başımı evet anlamında sallıyorum
Belki de bu badirelerin sonunda sadece yıkım var diyor, Hank
Yani hep olduğu gibi..baksana, acılarına seyirci kalan insanlar senin hep böyle kalacağını kocaman yazılarla yazmışlar, bütün pankartlarda aynı şey yazıyor..
Herkes aynı görüşte
Bir vuslata yürüdüğünü her gün, biliyorlar
Bıkmadım demene rağmen, sana gına geldiğini biliyorlar
Ve senin yalnızlığını övüyorlar birbirlerine
Ne düşünüyorsun?
Benim burada, bu arenada ne işim var?
Tek istediğin hayalinde nefes bulmaktı
Ama olmadı
Ve yaşayabileceğin tek yer de hayal olmuştu
Acınası..
Bu arena senin gerçeklerinden kaçtığın dünya
Bu arenayı ilk defa görüyorsun değil mi?
Evet ilk defa galiba..
İlk defa gerçeklerin karşısındasın
Kaçmaya gösterdiğin cesaretin sadece bir kısmını
Gerçeklere karşı göstersen kazanacağını düşünüyor onca seyirci
Ne düşünüyorsun ?
Buradan gitmeyi düşünüyorum.
Yine kaçacaksın bir budala gibi, bir aptal gibi.. sana kaç kere desem kaçma diye işe yaramayacak değil mi?
Kaçma artık, vuslat yok! Gerçekler var. Hem de gerçeklerin üstesinden geleceğine inanan onlarca insan! Vazgeç artık yokuşlardan, hayal olma ihtimali bile kalmamış kavuşmalardan!
("Tüm dünya vazgeç dediğinde umut fısıldar : Bir kez daha dene.")
Gidiyorum buradan Hank! Hem daha önce de konuştuk. Laf anlamaz mısın sen !? Ödleğin tekiyim ben. En aşağılık hayalimi en mutlu gerçeğime tercih ederim. Şu muzırlarına da söyle de pankartları indirsinler neymiş de efendim :
" Yalnızlık seni bir Tanrı yapmaz ama bil ki hayalperest ; Tanrı da yalnızdır. " mış mış mış.
Söylesene indirsinler, hemen !
Ama onlar sana inanıyor! Böyle bir şeyi nasıl isterim onlardan !?
Bana kimse inanmasın HANK ! Ben bile kendime inanmakta zorluk çekiyorum. İnandığım ne varsa da gördüğün gibi peşinden gitmek istiyorum. Şimdi müsaadenle.
Nereye ?
Hayallerime giden gözyaşlarımla döşeli yola gidiyorum. Gerçekler bana göre değil HANK ! Yürüdüğüm yoldan elimin , gönlümün boş geleceğini de biliyorum. Yani anlayacağın o ki tam bir ahmağım. Ama belki inançlarım pekişir. Belki inancım tam gelirim. Kendine dikkat et HANK ! Buralar fazla gerçek.
Güle güle efendim , güle güle..
Uyandığımda müezzin sabah ezanını noktalamak üzereydi. Mutfaktan sesler geliyordu. Bizimkiler hala içiyorlardı. ( Bu dört adam , şimdi hayatımın ana kahramanları gibi girmişti hayatıma.) HANK 'de uyuyordu. Ne arenaydı ama ! Aklıma anca uyuyunca mı kulak vermeye başlamıştım yoksa?
Belki yavaştan delirmeye başlamıştım.
Amaaan neyse ne, sanki aklı olan bin yaşıyor. Kalkıp hazırlansam iyi olacak , geri yatsam desem güvenemem beni duruşma vaktinden önce kaldıracaklarına bu adamların. Birazdan uyuşup uyuyakalırlar, akşama anca uyanırlar bunlar.
HANK homurdanmaya başlamıştı.
GÜNAYDIN HANK , ACIKTIN MI ?
Kestirmeye devam ediyordu hala. Kim bilir rüyasında hangi patronun leşini yiyordu ? Ah HANK, canım yoldaşım benim !
Halletmiştim iki dakikalık işimi
Yarıya indirdiğim pantolonumun fermuarını kapattım sonra
Tıpkı 1922'de Chicago'da olduğu gibi..
Kafam biraz dağılmış, boş boş oturmaya başlamıştım
Uzun zamandır boş boş oturamıyor, oturduğum yerde düşünceler hortluyordu zihnimde:
Bir arenanın ortasındaydım
Seyircilerin elinde kocaman pankartlar vardı
Pankartlarda ne yazdığını görmek için biraz yürüdüm seyircilere doğru
Yaklaştıkça az buçuk seçebiliyordum pankartlara yazılanları
Daha da yaklaştım
Net bir şekilde okuyabiliyordum artık
Tüylerim diken diken olmuştu nedense
Gerçekten de makul bir sebebi yoktu ürpermemin.
Yazıyı okuyabildin mi, diyor Hank
Başımı evet anlamında sallıyorum
Belki de bu badirelerin sonunda sadece yıkım var diyor, Hank
Yani hep olduğu gibi..baksana, acılarına seyirci kalan insanlar senin hep böyle kalacağını kocaman yazılarla yazmışlar, bütün pankartlarda aynı şey yazıyor..
Herkes aynı görüşte
Bir vuslata yürüdüğünü her gün, biliyorlar
Bıkmadım demene rağmen, sana gına geldiğini biliyorlar
Ve senin yalnızlığını övüyorlar birbirlerine
Ne düşünüyorsun?
Benim burada, bu arenada ne işim var?
Tek istediğin hayalinde nefes bulmaktı
Ama olmadı
Ve yaşayabileceğin tek yer de hayal olmuştu
Acınası..
Bu arena senin gerçeklerinden kaçtığın dünya
Bu arenayı ilk defa görüyorsun değil mi?
Evet ilk defa galiba..
İlk defa gerçeklerin karşısındasın
Kaçmaya gösterdiğin cesaretin sadece bir kısmını
Gerçeklere karşı göstersen kazanacağını düşünüyor onca seyirci
Ne düşünüyorsun ?
Buradan gitmeyi düşünüyorum.
Yine kaçacaksın bir budala gibi, bir aptal gibi.. sana kaç kere desem kaçma diye işe yaramayacak değil mi?
Kaçma artık, vuslat yok! Gerçekler var. Hem de gerçeklerin üstesinden geleceğine inanan onlarca insan! Vazgeç artık yokuşlardan, hayal olma ihtimali bile kalmamış kavuşmalardan!
("Tüm dünya vazgeç dediğinde umut fısıldar : Bir kez daha dene.")
Gidiyorum buradan Hank! Hem daha önce de konuştuk. Laf anlamaz mısın sen !? Ödleğin tekiyim ben. En aşağılık hayalimi en mutlu gerçeğime tercih ederim. Şu muzırlarına da söyle de pankartları indirsinler neymiş de efendim :
" Yalnızlık seni bir Tanrı yapmaz ama bil ki hayalperest ; Tanrı da yalnızdır. " mış mış mış.
Söylesene indirsinler, hemen !
Ama onlar sana inanıyor! Böyle bir şeyi nasıl isterim onlardan !?
Bana kimse inanmasın HANK ! Ben bile kendime inanmakta zorluk çekiyorum. İnandığım ne varsa da gördüğün gibi peşinden gitmek istiyorum. Şimdi müsaadenle.
Nereye ?
Hayallerime giden gözyaşlarımla döşeli yola gidiyorum. Gerçekler bana göre değil HANK ! Yürüdüğüm yoldan elimin , gönlümün boş geleceğini de biliyorum. Yani anlayacağın o ki tam bir ahmağım. Ama belki inançlarım pekişir. Belki inancım tam gelirim. Kendine dikkat et HANK ! Buralar fazla gerçek.
Güle güle efendim , güle güle..
Uyandığımda müezzin sabah ezanını noktalamak üzereydi. Mutfaktan sesler geliyordu. Bizimkiler hala içiyorlardı. ( Bu dört adam , şimdi hayatımın ana kahramanları gibi girmişti hayatıma.) HANK 'de uyuyordu. Ne arenaydı ama ! Aklıma anca uyuyunca mı kulak vermeye başlamıştım yoksa?
Belki yavaştan delirmeye başlamıştım.
Amaaan neyse ne, sanki aklı olan bin yaşıyor. Kalkıp hazırlansam iyi olacak , geri yatsam desem güvenemem beni duruşma vaktinden önce kaldıracaklarına bu adamların. Birazdan uyuşup uyuyakalırlar, akşama anca uyanırlar bunlar.
HANK homurdanmaya başlamıştı.
GÜNAYDIN HANK , ACIKTIN MI ?
Kestirmeye devam ediyordu hala. Kim bilir rüyasında hangi patronun leşini yiyordu ? Ah HANK, canım yoldaşım benim !
Yorumlar
Yorum Gönder