Yıkım, Del Mar'dan Bir Mektup
1975; Yıkım.
rastgeleliğin bütün sığ sıfatlarından
arınmak istiyordum tabii ki
öylece durabilmenin
hükümlerce sabitlenmiş derinliği olduğuna
inanırım hep
düzlüğün sonunda yeni bir şey yok
yıkımlar ve inşalar hep süregelmiştir burada
yaşadığımız bu seyirde
boynumuzun borcu olan tek şey
bir şeyi tüm basitliğiyle yapabilmek
işte burada önem yerini seyre bırakıyor
tabii ya sen de önemlisin
kapımı çaldın ve konuşmaya başladın
o anda her şey önemini kaybetti
dümendesin ve tayfayı çok düşünüyorsun
dümendesin ve belindeki silahla
bir ordunun başına geçebilirsin
sadece o kaderde değilsin
o oyunda adın geçmiyor ama bence
artık tayfanı adam etmelisin
bu gidişle dalgalara yenik düşeceksin
seni seviyorum ve biliyorum yapacağını
çünkü mecbur kalmadıkça
maalesef kendini tanımayacaksın
hayatın ceylan beyliğini görüyorsun
sadece nasıl yanaşacağını bilmiyorsun
işte kükreyen teamülü yarışın
çimlerin bulandırdığı nal sesleri
onun için ya da şunun için dikilmiyorum burada
beni süsleyen dimağımı şevklendiren
şeyler yok sizde
belki sokaklar
belki düşler
ama değil sizler
ne hissettiğimi umursamıyorum
yolda olmam gerekiyor ve ortasındayım
savaşın ve katliamın ve kanmanın
deliveren şeyler
muhabbetle başlamıştır
bildiriyorum bunu ruhuma, bil-di-ri-yor
um.
İtalya'da fularlı bir katoliği mıhlamışlardı
antik duvarda kan izi vardı artık
yeni bir sanat anlayışı,
kavramayı önemsemeyişimin ikinci ayıydı.
ilişkiler bize bunu dayattı
kavramak
hayır hayatım, seni kavramak istemiyorum
yeni sanatı da post-moderni de
ilk önce kendi yolumu yakalamam gerek.
/ışıklardan sonra sola saptım.
dönüp dolaşıp ne yaşadığımı
sorgulamamaya başladım
zorladım kendimi
şakağıma dayayıp durdum
ikna
zor
şey
hele ki
kendini
üç-beş kuruş
fark etmiyordu
hayattaydım
fularsız, fikir dolu
yaşanacak şeyler vardı en azından
bir şeyler görülecekti
unutulacak ve yeniden hatırlanacak şeyler vesaire
önemli olan
rüzgarla olmaktı
izsiz ve bazen sessiz
zor
olan
bu.
mükafatı var mıydı düşünmemiştim ama
kanımın hafiflediğini ve
adımlarımın sakinleştiğini hissediyordum
yeterliydi.
boş duygularla da yaratılmıştık
ağırlığı olan ve işlevsiz duygular
gemiden atılması gereken birkaç ceset daha
/C.'den dört tane somon balıklı kruvasan aldım
beşinci marşta Kelly kükredi ve
iyi bir gün
diye geçirdim içimden
fazlasıyla iyi.
telefonlara çıkmıyordum
sürekli uğradığım yerleri yaktım
eğitmem gereken bir canavar vardı
harcamam gereken temiz sayfalar
sayfalar dellendikçe
alıyordum canavarın öfkesini
banklardaki yola dair düşüncelerimin
hıncını
üretiyordum
hıncımla süslüyordum duvarlarımı
bu bana cesaret veriyordu
ve birkaç şairi gömüyordum bu sayede karanlığa
istedikleri karanlık olan ama
hep aydınlıkla yaşayan kül şairler
beş para etmezler bomboş herifler
/dergilerin ilk sayfasını işgal ederler hep
ve düşündüklerini zannederler
sahteler çoğu
geçimi, sokağı, sosyalizmi, kapitali ve bitmişliği bilmezler
fikirleri yoktur akılları bulanık bile değildir
zır cahillikte ısrar ederler
boca edilmiş derinleşmenin esiri olup
ihsanı unuturlar
işim olmaz öyleleriyle
/bulvara çıktım
güneş karşımda tanı boğuyordu
kızıl gerdan gövdeme yapışmış
insanların hüzünleri daha da belirginleşmişti
bu vakitlerde süregelen hallerdi.
egzoz dumanı silsilesinden çıkıp
sağa saptım
dingin sokağımı gördüğümde
içim kıpır kıpır olurdu
canavarım
kükremek üzere
beni
beklerdi
ben de
hep
zamanında
gelirdim
sanırım Kelly'i servise götürmeliyim.
-Son-
Yorumlar
Yorum Gönder