Yed'i

bunu biliyordum
geçip giderken dimdik yokuşlara 
hürce hissettiğim 
ilk cumartesi.

yakacık'tan seyrettiğim gök
hiçbir şey hissetmeden
bakmanın
yaratılışla girintili olduğunu söyledi
ikinci cumartesi.

sanırım yüzler ve konuşulanlar
zihnimde pek de kayda değer bir
yer etmiyor
üçüncü cumartesi.

evet bir zamanlar
her şeyin benliğimizle ilişkisi 
daha farklıydı 
her şey bir noktaya isabet ediyordu
artık 
böyle olmaması da 
görünmeyen bir şeye isabet ediyor.
dördüncü cumartesi.

inandığım şeyler azalırsa
ben kalırım, artarsa
sen de kalırsın
ikinci kısmın pek önemi yok 
yazılmış kara kaidelerde.

geçmeyen iz
fark ettikçe orada
geçen iz
unutulduğunda yaşar 
bir nokta 
bütünselliğin temelidir
ve beraberlik 
hariçten bir şeydir 
olur ya da olmaz
beşinci cumartesi.

herkese dair 
yazılan şeylerin
kısmi doğruluğuna tutunmak,
... hakkında şüpheci kaidelere inanmak
kaygının haddi aşmasına neden oluyorsa
eften sebeplerin boşluğu da 
ruhu besliyor demek
altıncı cumartesi.

evet 
yüzler siliniyor 
önemli olan
ruhu tutmak
taşımak ve 
yükseltmek oluyor
her yüzyılda 
yeniden
keşfedildiği gibi
yedinci cumartesi.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Benim Bir Alayım Yok II

légion d'honneur

Mühür