Elbet

Geceyi isyanla kapatan
Gündüzün o hazin dolu yumuşaklığına
Neşter kesilen
Delikanlılardık biri çıkıp sorsaydı
Siz kimsiniz diye

Ha yok muydu hepimizin göz gezdirdiği bir fotoğraf
Bir çehre mirası
Elbet vardı
Lakin o fotoğrafa tutunacak kadar
Yüreklenememiştik

İşte neresi olursa
Nereye gidersek
İsyanla gidiyorduk ceplerimizde yine aynı neşterler
Her gün daha da bilenen
Zaman.. darlığını aşılıyordu damarlarımıza
Bir görülen
Bir yüzyıl sonraki vakte kadar beklense de
Bir daha görülemiyordu

Üzerinden bombalar geçerken mevsimlerin
Lügate yeni şarapneller vurgun yapardı
Tasavvur öyle bir mertebeye çıkıyordu ki böylesi anlarda
Can kemikten kopuyordu
Zulüm..
"Zulüm yüzyıl da geçse dinemeyecek acı"
Şarapnelin tekinden okunan cümle

Sığmayan gecelerde
İncelmesini beklemeden boğumların
Çekip gidebilmeyi
Yara almadan
Hayattan bir arıktan akarcasına masum, dingin
Şekilde çekip gidebilmeyi
Düşünüyor, düşünüyor ve düşünüyorduk
Bütün filmlerden taşarak

Amberlerle bir derdimiz yoktu
Olası bir katliamı beklemeden
Şuaya bürünüp
Namludan soyunan bir mermi misali
Çekip gitmek
Bütün fotoğrafları göğsümüze basarak

İşte taşkın
İşte insanın kendine namluyu doğrultabilmesi
Bütün gereksizlik kiplerinden arınabilmek için
Kalan tek yol
İşte insanlık
İntiharlarda birleşti
Biz kalanlar sıramızı bekliyoruz
Azrail yolumuzu kestiğinde
Elbet
Biz de selam vereceğiz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Benim Bir Alayım Yok II

légion d'honneur

Mühür