Suçlu
Atın ölümü kulağıma bir çangır gibi
Üflendiğinde aşkın alestasına yatmışaşklar denemekteydim
Sesim ırklara büründüğünde
Beni ilk defa duymana kalkıyordu yumruklar
Bana ışık verdiler
Atın susuzlukla cebelleştiğini söylemeden
İçememesini azim bir dansa
Bir kısrağın son salınışına!
-Keman dilleri, çorak arazi, beyaz bir kısrak
-Yabanıl, asi, kokuşmuş, bilmeyecek kadar da izleyici
suyu unutmuş.
nereden anladınız.
bu köyün bu hikayeye ihtiyacı var.
nereden anladınız.
aşk.
beni sadece bunun için gördüler
beni sadece buna yormam için bilgiyi
beni ne olarak gördüler susunca
kendilerine bakmadan hiç
hayır ben buna sadece
atın ölümü demeyeceğim elbette
ben atlara uyandığımda
ilkti nefesim
peki
uyanmak ister miydim
ben bir cinayete, bir ateşe
yakaran bir salgına, bir bahta konamayan
sapsız bir cenge
uyanmak,
bunu yaşamak!
işte kanıyorum!
işte duvardan duvara saplanan omzum
beni hiddete vuran tahtlar görüyorum
işte beni ilk defa duyan sadece sen değilken
zamanında
yumruklar kalkarken
ben de tıpkı onlar gibi ölmüş mü olacağım?
atın ölümü değil sadece ölümler sergisi
hani kısrak nerede, yaşamak nasıl bir hayal?
vurun kurtları, bu ormanın canı cehenneme
kaldırın dağları, anlamına şahit bulamayan
anlar
saptırın onları
ve çekin şu naaşı gözümün önünden
bu köyün bu hikayeye ihtiyacı yok
bu köyün yanmaya ihtiyacı var
dostum uyan
koşumlayacağız bütün alevleri
ben söz verdim
buna sadece atın ölümü demeyeceğim
aşkla anılan her cinayeti isimleyeceğim gövdeme, masumdur demeyeceğim
"yaşamak masum değil" diye ekleyeceğim
her yanıma
her yanımdan fışkıran o kin kanayan
hayızlı yüzlere çağıracağım
Kan ölmedenki
Atın ölümü
Tek bir dağda, tek başına ve unutarak suyu
İşte bana sorarsanız kısrağı ellerinden kaçıran
suçlu.
Dostum uyandığında bu dağı hatırlayacak kimse kalmayacak.
Ama atlar yeniden gelecek,
Yeşermesini beklemeden
Mezarların.
Yorumlar
Yorum Gönder