John Narto'nun Günlüğü

insanlık cehennemi,
uyanmak mucize.

pazar günü,
heyecan verici tek şey dilim
ve ellerimin parıltısı
gökyüzü ellerimde.

sanırım gülmeliyim
çünkü hakikat ancak bu kadar
işleyebilirdi içime 
hakikat gözlerimdeki her şeyi alıp 
söndürüyor
başka bir göz de görmüyorum sönmüş.

canlar çalıyor safsata
ruhlar sömürüyor
hayatım,
çaresizce kıvrandıracak kadar
anlamıyorsun hiçbir şeyi 
bu da seni bir tabut yapıyor mor!

tanrı beni
nefretle de yoğurdu
kuruntuyla bezenmiş yeryüzüne 
indiğimde
uzama müsavi bir aşkla
öptüm sonrasında ölüleri
ölüleri öptüm uzama nefretle 
yeryüzüne bezenmiş kuruntu ruhları yarmakla
tanrı beni 
yoğurdu da nefretle
öylece bilmiş ve soğurmuş bulundum
hakikati 

—tabii bunu kendi kuyruğuna sürgün
cühelaya zerk ederek onları kurtarmak istemiyorum kuduz hastalığından. 

—hayır hayatım çalışıyorum. burası üçüncü cehennem ve bir dörtlük karşılığında beşlik çaktığım matbaanın iflası beni böyle yazmaya itiyor, üzgünüm kapatmalıyım.

—sanırım kriko yardımıyla kaldırabilirim.. evet evet. ah! teşekkür ederim. anladım.. hı hı. hey bu arada geçen gün.. alo... hangi mağaza dedin? pazar günü... evet. on iki ocak'ta. harika. iyi o da. burada.. görüşürüz.

—evvelsi gün dörde kadar oturdum. dilemeden. niyetsiz. kararlı ya da kararsız. muhteşem bir sessizlikle her şey buketlenmişti. tam anlamıyla muazzamdı. 
tüm perdeler kalkmıştı ve oracıktaydım. 
gülümsüyor. 

güneyli bir zenci gördüm ellerimde
cennete evirdim tavernayı
ve orada cenbiyyeyi sürdüm elimden elime
John Narto'yu bayılmadan önce gördüm 
kızıl bir ölümsüz olarak.

—senin için bir merhamet olarak.


2024


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Benim Bir Alayım Yok II

légion d'honneur

Mühür