Sü Sessiz Ölüm
fırça darb-ı mesel
kurşun bir intihar süsü
yelkeni şehre döndürdüm
sü dilimde
sanırım kırıp geçireceğim şu kara
bir zamanlar ilk nefesimdi
tanım, yıkıyor mazgalları
oh, ne de anlamsızmış dehlizleriniz
gülümsüyorum, kıkırdıyor kuşlar
kıracağım dişlerimi,
bir salonu üzerime yıkıyorlar
gemideyim
elimde üç beyit varmış
bunu edilgen bir gölge söylüyor
elimde üç evren saklıymış
bunu edilgen bir gölge söylüyor
üç;
ma
ve
ra.
fırça darb-ı mesel
sü dilimdeki kanı diri tutuyor
her harbe karşı
kendi nefesine bilenmiş bir hokkabaz diyor hakkımda
siyahi bir edilgen, elinde şapkalı bir güvercin lacivert
tanrım, işte düşüyor kuleler
ah, işte şimdi ne güzeller
işte şimdi
hilkat okyanusundan aldığım manevramı
sağ elime alıyorum
işte şimdi
tanımlamak kendimi, düşen kulelerin seyrindeyken ve
haddimin seyrine dalan baykuşlar süzülürken
göğün göğsünde
ne güzel.
sol elimde bir komançi mızrağı varmış
öyle söylüyor siyahi bezgin edilgen
omuzlarıma da ulu bir baykuşun gölgesi düşmüş
edilgen o an kutsandığımı zannetmiş
kendi gözleriyle böyle bir şeyi daha önce hiç görmemiş
ama hep anlatılagelmiş de oradan anımsamış
dumanlar berrak maviliği yorarken
kale düşmüş, düşman yenilmiş, ordu dağılmıştı
bunun olacağı evvel zamanda bir ihtimal olarak bahsedilmiş
öyle söylüyor aghoralı siyahi bezgin edilgen
gözlerim gördüğüne gittikçe alışırken
sevincimi bütün hücrelerime yediriyordum
çünkü sü dilime dolandığında
bu savaştan geri durmuştum
ama böyle buyurmuştu ma, ve, ra
edilgenin cesedini de sallandırırken
şehrin meydanında
cevherim artık daha da taşınabilirdi
sü dilimde
zafer benimdi.
Yorumlar
Yorum Gönder