Harlanan Kahir Savı
milletin cebinde üç beş langırt bozuğu
notunu verdim dünden razı ırgatın bozumu
bağlar çelişiyor nallarla
bundan gayrısı müphem açlık kuşakları
afrika
coğrafyanın bir de sıfır hükmü işte orada
beyaz kanı taşıyan pak damarlarda
ağzında kekre bir acı
her şeyi görmüş biliyor kurulan düzenekleri
geleceğinde bir tek gecelerini tahmin edebiliyor
gündüzü ayyaş şimdilerde
düşlediği kırlangıçlar sadece
o kanatlar ve gagalar
yaşamın kendisine sırılsıklam bir put
aramıyor hiç kimseyi
bozduğu yeminleri de hatırlamıyor
ağzında kekre bir tat
bilmiyor ve içmeye devam ediyor
solgun benizlerden taşan imansızlık
onu pek de endişelendirmiyor
şiirde mizaç sahibi olmak
boş bir çehreyi gezdirmekle aynı diyor
sanırım kırdığı kapıları, düzdüğü namluları
kırdığı kemikleri
hepten değersiz görüyor
"sadece sağanak yağmurun
yere serilişini hatırlıyorum."
kendi sokağında kimse onu bilmez
o öylece geçen bir gölgedir
oysa her ikindi
gırtağındaki mahlasını boğazlayan bir
gladyatördür o
"kanırtarak yazmak
kırmadan incecik belini kalemin
kabusun içinden uyanıp düşle yeşermek gibi."
umuyorum ki
hiçbir şeyin ardında kalan
varlığı cebinden çıkaran o karanlık
kalbini hepten ele geçirmeden
tamamlar yüzyıldaki görevini
bu yüzden ayağı taşa değmedi
bu yüzden girdiği her kavgayı kazandı
asla eskimedi yüzü
gözyaşları sahteydi
çok seri bir oyuncuydu
ölüm skoruna oynayan
"bu kış geçmeli
kışlar ve önümüze kurulan
sahte sofrayı yerle bir etmeliyiz
her şey öfkemizi duyana kadar
seyre dalan tahtlarla birlikte
sarsmalıyız.
soyut devrimleri kökünden söküp
yem etmeliyiz domuzlara, akbabalara
hala 'varmak'la meşgul olan idealleri
ah, tabi kıvranan kapitali
ve sevgilim düne bak; yüzümüzde aynı çatlak
ve sevgilim elini verdiğinde
bir tankı tutuyor gibi hissediyorum
sakarya'dan akan kızıl badire
yetmiyor
langırt parasına
köylüler ihanetle meşru oldular bunu da yaz
sevgilim.
siyaha doğrulmuş nişancıları
kuytuda boğan Fin kimdi?"
şiir/ gayrısı bariz kaçıklık.
şiir; tek yolu edebiyetin.
Yorumlar
Yorum Gönder