Ölümsüz Örümcekler
ölleri sana benzeyen
ruganlarını çekmiş ayyaş üç süvari
duman canımı delerken bu şehir
tahtına bir yamacı arıyor
acıma sarı karbonat basıyorum
kapı aralığından sızan sadece
ölümsüz örümcekler
beni yüksek doruklarına çekmen gerekir
çünkü hikaye dökülen küllerin
örtüsüne yakın yerlere işlendi
beni bir tavan arasına yıllanmaya ser
yasak her duvarın ardında da var
henüz küçükken gerekçelerin beni derdest edebileceğini bilmekle
lanetlendim
gözlerim bir ayyaşınki kadar keskinken
boğazıma sinen beyazlığı
ruhumdan söküp atmak istedim
ah! seni ilah belleyecekler
işte bu noktada silahım kurulu:
inancım yok
ah! seni bir yudumla unutacaklar
silahım doğruluk şakağıma:
yaşıyorsun
sarkan demirden hayallerimin
mihrabına çıkıp tepindim sonsuzluğuma
gölgelere akıp silinip gitmek vardı umudum
ama taştan duvardan fırlayan orduya
savur emrini kim verdiyse
görülmek oldu kaderim
şehir ıslak, şehir tahribat gemilerine beni soruyor
harabelerde kanımı arıyorlar
neydi benim vasfım
mukadderat beni neyleyecekti ki savaşsam
aşktan üşüyen ellerim
titretiyor namluyu
içkiler aklımı
acıma sarı karbonat basıyorum
ama yarın olduğunda
çiğ bir serkeş olarak uyanacağım yine
/bunu dumanlar söyledi.
—2023
Yorumlar
Yorum Gönder