Üç Kesim Kader
her şey nasıl da ölümsüz
bugün bir yokuşta söyledim evrene hainlikten taşan fırtına
sıkılmadan ölmeye
diye kaldırdı vaiz şarap kadehini
yok, seni anlamayacağım
seni anlamadan ölmektir niyetim
ben savaşırken hissetmiştim en son
yaşadığımı
bir saat geçip giden şu yola baktım
her şey nasıl da ölümsüz
içten içe söyledi vaiz
her şeyden önce biraz tebessüm etmeli
vaizin içinden yosma cümleler taşıyordu
yüzümde kırk ırkın izi
taşıyorum herkese, varlığa bir öfkeyim
yok, hayır geri dönmekte
ne şer var ne hayır
ileri bakmakta gözler utangaç
kaldırımlar berrak, aşk uzak
mühimmat dolu ağzına kadar
ağzıma kadar intihar süsü
vaiz konuşuyor
önünüzdeki yokuşlar dimdik
hayatınızda böylesini hiç görmediniz
bu size bir armağan
vaize içim ısınıyor
şimdi hak ediyor çırpınmadan ölmeyi
çile yeni bir kavrama gebe kalıyor
cami avlusuna yeni bir düş asılacak
garsoniyerden çaldığım baretta
soğuk bir namlu, titrek bir el
patlamaya hazır bir mermi
çirkef bir gülüş varlığa
vaizin bir gözü daha önce fark etmediği
tezyinata kayıyor, bütün vitraylar alnındayken
bir gözü korkuyu duyuyor apaçık
işte J.Paul/ ölüm anında üşüşen kırlangıçlar
çatırdayan barettaya konan
üç kırlangıç
ah! ne de sanat.
ve
hainlikten taşan fırtına
halen eserken yokuşta
kader akmaya devam eder.
Yorumlar
Yorum Gönder