Geceyi Beklerken

köşede bir esintiyi çağırıyor 
gözleri parlak ela
kaşları kaşmirden gökyüzü 
elinde savurduğu gam küheylan
her şeyiyle kendine bürüyor hayatı 
bazen
böyle 
hissettirir

yaşanan 
beni acizliğe itiyor
peşkeş çekilen dünya 
sırtıma koca bir yük ve duman
salındığı pencereden intihara atlıyor 
her şeyiyle 
böyle 
hissettir

dünden büyüdüm 
yarından küçük bir buse
çelenkleri boğan düğüm de çözülecek 
bir gün güneş 
tersinden doğacak 

kelimenin eşiğindeyim Frank
tamdan düşenin sığındığı gölgedeyim
ama varlık, biliriz ki bundan çok değildir 
varlık her şeyiyle absürt bir boşluktur
bazen böyle hissettirir

yamanan ikilemleri seviyorum 
yaşamak başka bir şey değil 
ah evet, 
güdülenen mihmandar 
hainliğe de bulaşabilir
suya karışan zehir 
öldürmeyebilir
/biliyorum, hissetmeden

avucumda tuttuğum şeyde 
bilgiç bir tavır var 
kendisi öyle değil
güne karışan dünden başkası değil 
avucuma bir kesik atıyorum 
hava kararıyor 
geceyi beklerken 
uyuyakalıyorum
güneş doğduğunda 
yardığım kanı temizliyorum
ölü bir bilge
rahat bir nefes
bazen böyle hissettirir 
radyonun sesini açıp 
banka vardığımda da
böyle hissederim bazen

aşk,
istemeden
derinliğin üzerine bir set çekmek 
sonrasında üzerinde tepinip 
pişmanlıkla ömürler tüketmek
set kırıldığında sonunda
böyle satırlar yazmak

/evet, seni anladım 
buradan başka cennet arıyorsun 
her şey cennet, alışmak 
alışmak cenneti de beraberinde getiriyor 
hep böyledir 
yanılgıdan ayılana kadar.

geceyi beklerken 
kasıp kavurucu bir sıcak vardı 
düşüncelerin tam zıddına bir durum.
ayılmayan kahır yükü 
külden devrim umutları ve kasırga.

yılanlar çok zalimleşti
ben düşüp kalkarken.
her birini öptüğümde güzelleşen 
yoncaların arasına devirdim.

bazen böyle hissettirir 
olanı her şeyiyle böylece kabul etmiş oluruz
mücadelenin raf ömrü gelip çatar 
kabullenmekten önce

se.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Benim Bir Alayım Yok II

légion d'honneur

Mühür