ah, ahanda!

benim kıymetimi ben öldüğümde anlamamışlardı, bir başkası öldüğünde başıma üşüşmeye başladılar. kıymete binip dört nala yollanan şu canımın yine umurunda değildi hiçbir şey. ama 8800 kiloluk bir darbe olarak var olsaydım şu gezegende çok daha insancıl davranılabilirdi bana. ben bunun adına ürkek çaresizlik derdim öyle bir şey olsaydı insancıkların yüzlerine bakıp. 

çaresiz kimseler her şeyi söyleyebilme kabiliyetine sahip varlıklar olmaktan sıkıldığı anda bir şeyler değişebilir mi? evet, belki kendimi uyuduğuma ikna edebilirsem uykusuzluk çekmem. arzunun sonunda karşılaştığım şey bitmeyişi fark etmek oluyor, bir bitmeyiş ama önceki anların seslerinin kayboluşa doğru evrilip bir boğum haline gelmesiyle aslında boğazımda olmayan bir sicim tarafından boğuluyorum. eğer kendimi bir şeylere inandırabilirsem, aslında inandırıyor olduğumu fark ettirmeden kendime; yaşamayı sezebilir ve bütün kabiliyetlerden arınabilirim.

benim bir kıymetim mi vardı ki?

ey bir başkası! dirilmeyi umut eder misin şimdi?

yaşayan-da kıyamet başka ne düşünülür? kıyamet şeyler midir Epiktetos?

yüzüme bir özgür tünüyor ve kulağıma doğrultuyor kuşkusuzluğunu: —ürkek bir çaresizsin.

tanrım bana "zan"ı yazmayı kükredi, derin bir nefes aldığımı daha önce fark etmiş miydim? fark ettikçe o yaşayan kendimin zıddına doğru attığım kulaçlar; tüketilmiş kaderimle hangi karaya vurur beni ve taştığım şu cesedimi? kuluçka mevsimini arkama alıp, betondan debdebelerin önünde berduş bir kimlikle ev aramaktayım ben de kendime şu anların gereksizliğinde. evet çaresiz olmakla güneş daha bir düşman doğuyor gövdeme. (benim gövdem niyazi teyakkuzdadır.) Gövdemden taşarken günahlar bir devrim fikri nispetince teyakkuzdayım hem kendime karşı hem.. yaratılışa. Ancak şiir cumbasından dünyaya sarkıttığımda gövdemi, bir esintinin getirdiği fısıltı yankılanmaya başlıyor zihnimin moloz yığınları arasında; her şeyin iç içe olduğu anlaşıldığında; her şeyin anlaşılamayacağı da anlaşılır hiçbir şey dahilinde. gövdemin aldığı bu darbeyle sarsılıp günahlarımın yüceliğinden olsa gerek dünyaya savruluyorum; işte teyakkuzumun neticesinde ulaştığım başlangıç, işte yaratılış. 

ellerime dokuyor esintiler yaşamak sızısını. gövdeme erişemiyor ama közledim gövdemi. açıyorum gövdemi ve bağrımdan aşağı ağzımdan küfürler sarkıtıyorum.




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Benim Bir Alayım Yok II

légion d'honneur

Mühür