ah, ahanda!
benim kıymetimi ben öldüğümde anlamamışlardı, bir başkası öldüğünde başıma üşüşmeye başladılar. kıymete binip dört nala yollanan şu canımın yine umurunda değildi hiçbir şey. ama 8800 kiloluk bir darbe olarak var olsaydım şu gezegende çok daha insancıl davranılabilirdi bana. ben bunun adına ürkek çaresizlik derdim öyle bir şey olsaydı insancıkların yüzlerine bakıp. çaresiz kimseler her şeyi söyleyebilme kabiliyetine sahip varlıklar olmaktan sıkıldığı anda bir şeyler değişebilir mi? evet, belki kendimi uyuduğuma ikna edebilirsem uykusuzluk çekmem. arzunun sonunda karşılaştığım şey bitmeyişi fark etmek oluyor, bir bitmeyiş ama önceki anların seslerinin kayboluşa doğru evrilip bir boğum haline gelmesiyle aslında boğazımda olmayan bir sicim tarafından boğuluyorum. eğer kendimi bir şeylere inandırabilirsem, aslında inandırıyor olduğumu fark ettirmeden kendime; yaşamayı sezebilir ve bütün kabiliyetlerden arınabilirim. benim bir kıymetim mi vardı ki? ey bir başkası! dirilmeyi umut eder mi...