Kanadı Kanatlar
ambarın kırık penceresinden
göğe kayar bakışlarım
YİNE
haspalar en büyük depremleri
kıçlarında hissederken
yüreği buruklar
tavan arasındaki
örümceğin kutsallığını
filizlendirirken akıllarında
aklım nice halin
niteliksizliğinde gezinip durur
YİNE
ve haspalar
kaderimin iyiye gidiş tabelasını
kemirirken
kurumuş bir gölün
ortasındayım, yönsüz..
tonla yük dolu
boynum bükülmekte usta
ayaklarım adımdan aciz
duman soğuk, ölümün esrarengiz yörüngesi
sis çetin, ıssızlığın gölgesi o yabanıl
göğe kayar bakışlarım
YİNE
haspalar en büyük depremleri
kıçlarında hissederken
yüreği buruklar
tavan arasındaki
örümceğin kutsallığını
filizlendirirken akıllarında
aklım nice halin
niteliksizliğinde gezinip durur
YİNE
ve haspalar
kaderimin iyiye gidiş tabelasını
kemirirken
kurumuş bir gölün
ortasındayım, yönsüz..
tonla yük dolu
boynum bükülmekte usta
ayaklarım adımdan aciz
duman soğuk, ölümün esrarengiz yörüngesi
sis çetin, ıssızlığın gölgesi o yabanıl
dağılsalar
yüzüme vuracak aydınlık
yüzüme vuracak aydınlık
parıl parıl şakıyacağım hiçlikte. hiç!
ve içkiler
kangren olmuş dertleri
söküp atar gibi
işlevsel ılıklığını konuştururken
biliyorum
son nefesi vermedikçe
hiçbir şey
sıra dışı iyiye gitmeyecek
olabildiğince
bedbahtlığa doğru gidişimin
bilmem kaçıncı yılında
yıllanmış bir şarap
belki
kesip atar gerçekten
kangren olmuş acılarımı yüreğimden
ve dumanlar
kursağımda kalan cümlelerin,
kursağımda kalan nefeslerin
üzerini örtmeye çalışırken
ölü gibi kokuşmuş
geleceğimin
kifayetsizliğini düşünmek
öteye gidememek
yaptığım en iyi
işlerden..
olmaması gerekir böyle
ama
tabiatın "gerek matematiği"
kursağımı
yarım kalmışlıklarla doldurup
boğmaya meyilliyse beni
savaşacak milyon insan kuvveti
olsa da ruhumda
sessiz bir ölüm
koynuna alır beni en sonunda
ve ambar..
kırık penceresinden
geçti işte hayaller
kanadı hepsi kırıldı kanatları
bana sadece
göğe bakmak kaldı
kalakalmışlıklarımla birlikte
ve içkiler
kangren olmuş dertleri
söküp atar gibi
işlevsel ılıklığını konuştururken
biliyorum
son nefesi vermedikçe
hiçbir şey
sıra dışı iyiye gitmeyecek
olabildiğince
bedbahtlığa doğru gidişimin
bilmem kaçıncı yılında
yıllanmış bir şarap
belki
kesip atar gerçekten
kangren olmuş acılarımı yüreğimden
ve dumanlar
kursağımda kalan cümlelerin,
kursağımda kalan nefeslerin
üzerini örtmeye çalışırken
ölü gibi kokuşmuş
geleceğimin
kifayetsizliğini düşünmek
öteye gidememek
yaptığım en iyi
işlerden..
olmaması gerekir böyle
ama
tabiatın "gerek matematiği"
kursağımı
yarım kalmışlıklarla doldurup
boğmaya meyilliyse beni
savaşacak milyon insan kuvveti
olsa da ruhumda
sessiz bir ölüm
koynuna alır beni en sonunda
ve ambar..
kırık penceresinden
geçti işte hayaller
kanadı hepsi kırıldı kanatları
bana sadece
göğe bakmak kaldı
kalakalmışlıklarımla birlikte
Yorumlar
Yorum Gönder