Benim Bir Alayım Yok
hah,
gözlerim çekiyor, çekiyor da çekiyor beni
yaratılışı henüz tamamlanmamış fezaya
çünkü diyor kadim soluyan;
sakınmanız gerekiyor gözlerinizden belaları
nedir diye soruyor dillerimiz bela nedir:
bela önce yaratılmaktır diyor kadim soluyan.
kendimizi nasıl sakınırız ki gözlerimizden diye soruyor dillerimiz.
kendinizi aramakla sakınabilirsiniz gözlerinizden diyor kadim soluyan.
peki diye soruyor dillerimiz bela sonra nedir:
bela sonra yaratılmışlardır diyor kadim soluyucu.
dillerimiz isyana kıvrılıyor.
dostlarımız, yakınlarımız, ağaçlarımız birer bela mıdır diyor dillerimiz;
maalesef diyor kadim solan:
gözlerinizle arayın henüz tanımlanmamış ve tamamlanmamış bir başka fezayı
şu kendini bilmiş görüp gündüzü ve geceyi doğuran anadandır bela
oysa hiçbir şey bilmez
şu arzı ve ona bakan semayı görüyor musunuz
işte bu aşkın arasındadır bela
hah,
bakınız has soluyuculardandım ben de şu faniliği hem de bile bile
hah,
bakınız şimdi solduğumla sizlere kalıyorum
ama yine de söylüyorum
yaratılışı henüz tamamlanmamış bir feza var
orayı bulun.. bulun ki
varlık..
olmak ile olmamak arasındaki tanrıyı görün.
peki diyor dillerimiz sen de gel bizimle:
gidecekseniz gelemem, ben sadece yönüm, amacım budur diyor solum.
dillerimiz körleniyor
dillerim
kadim solumdan bir iğne
cevherime erişiyor
yeni bir dil biçiyor
gözlerimize yeni birer ak
gözlerim
kim yapıyor bütün bunları diyor dillerimiz:
seni o fezaya kadar götürecek olan sahte bir inanç yapıyor diyor kadim solum:
acı bir şey değil mi bu diyor dillerimiz müthiş..
işte diyor,
bu belayı ilk fark edişin—
gözlerim çekiyor, çekiyor da çekiyor beni
yaratılışı henüz tamamlanmamış fezaya
çünkü diyor kadim soluyan;
sakınmanız gerekiyor gözlerinizden belaları
nedir diye soruyor dillerimiz bela nedir:
bela önce yaratılmaktır diyor kadim soluyan.
kendimizi nasıl sakınırız ki gözlerimizden diye soruyor dillerimiz.
kendinizi aramakla sakınabilirsiniz gözlerinizden diyor kadim soluyan.
peki diye soruyor dillerimiz bela sonra nedir:
bela sonra yaratılmışlardır diyor kadim soluyucu.
dillerimiz isyana kıvrılıyor.
dostlarımız, yakınlarımız, ağaçlarımız birer bela mıdır diyor dillerimiz;
maalesef diyor kadim solan:
gözlerinizle arayın henüz tanımlanmamış ve tamamlanmamış bir başka fezayı
şu kendini bilmiş görüp gündüzü ve geceyi doğuran anadandır bela
oysa hiçbir şey bilmez
şu arzı ve ona bakan semayı görüyor musunuz
işte bu aşkın arasındadır bela
hah,
bakınız has soluyuculardandım ben de şu faniliği hem de bile bile
hah,
bakınız şimdi solduğumla sizlere kalıyorum
ama yine de söylüyorum
yaratılışı henüz tamamlanmamış bir feza var
orayı bulun.. bulun ki
varlık..
olmak ile olmamak arasındaki tanrıyı görün.
peki diyor dillerimiz sen de gel bizimle:
gidecekseniz gelemem, ben sadece yönüm, amacım budur diyor solum.
dillerimiz körleniyor
dillerim
kadim solumdan bir iğne
cevherime erişiyor
yeni bir dil biçiyor
gözlerimize yeni birer ak
gözlerim
kim yapıyor bütün bunları diyor dillerimiz:
seni o fezaya kadar götürecek olan sahte bir inanç yapıyor diyor kadim solum:
acı bir şey değil mi bu diyor dillerimiz müthiş..
işte diyor,
bu belayı ilk fark edişin—
edişiniz diyor kadim sol!
Yorumlar
Yorum Gönder