Son Olacak

yıldızlar tepinedursun
benim aklımda hala bir çocuk var
yazmayı unutmuş sadece aynadaki kendine bakan
gözleri dolu değil olabildiğince kuru
aklında sevdiğinin saçları
yüreğinde hiç alışamadığı acılar
bağırsağında bir hançer hep saplamak istediği kendine

bir şimşek havası gökte
aziz elmo ateşi sanki
ve baygın bir bedevi çölün birinde
akına tutsak olmuş
bir müdavim bir meyhane girişinde yine
bıyık altı acılarını sustururken
yağmur başlıyor yavaştan
çölde kum fırtınası
sadece bira.. susanlar ve hızla akıp giden sele karşı
yavan bakışlara sahip olanlar için
ve çölde herhangi bir bok arayanlar için de
daha fazla kum
boğazdan mideye

yıldızlar tepinedursun
benim aklımda hala bir çocuk var
suskun
aynayı paramparça etmiş kendi yüzünden
çok sevdiğinden kendini
aynadaki yüzünü delik deşik etmiş
şimdi ağlıyor yüreğinden
gözleri hala kuru
uzanıyor yavaşça
yatağına ve
kanıyor tekrar tavan arasına
boşluğun o umutlu sesine

bir bira daha
sakladığı tebessümlerinin sahipsiz kalışına
ve acı odur ki
ona ihtiyaç duymamak için insan nelerini vermez
acıya ihtiyacımız var
belki türünün son örneği bir kuşu gafil avlarken
üçüncü bira ve gözyaşı
her zamankinden
aklında sevdiğinin saçları var hala
yüzü tarihe karışmış çünkü
işte budur yüzsüzlüğün tarihe damgası
mavi elbisesine bürünmüş bir kadın
savururken aydınlığını caddenin ortasına
ayyaş olmayı becerememiş bir adam çıkar meyhaneden
yüzünde kurumuş gözyaşları
ve karşısında gelmektedir mavilere bürünmüş kadın
böyle bir varoluşa daha önce tanık olmamış bir adam
duraklar bir müddet
yaklaştıkça saçlarının ne kadar ondan olduğunu düşünür
ve yüzünün ne kadar ona benzediğini düşünerek
gözlerinde yaşlar birikmeye başlar
ve göğsünde bir acı
düşülen halden
müebbet giydiğinin ve asla özgürlüğün rengine bir daha
ulaşılamayacağının acısı
kadın yanından öylece çekip giderken
döndü o da
geldiği yere
son bir bira ,
çöldeki bedeviye...

benim aklımda bir çocuk var
masumiyetin ve daha hiçbir acıya tanık etmemişliğin
en somut hali
lakin büyüyerek elde ettiği acılarının üzerine
bir de alev tutuşturarak yüreğinin altına koyup
ölmeyi murat etmekte
sanki çölde bir bedevi olup
bir damla su
aramakta gibi
ve her seferinde
seraplarla yaşamakta aslında

göğü yutmuş bir ırmak
ya da
yaydan çıkan okun kalbini hedef aldığını anladığı o an...

sonrasında
şaşkınlıkla karışık bir tebessüm..
mutluluğun sadece
var olduğunu bilmek gibi bir şey işte

benim aklımda bir çocuk var
şimdilerde
ölmeyi istemekte
kim bilir belki de mutluluk
onunla buluşmak için
o anda beklemekte
kim bilir belki de
bunca soluğun acıyla bezenmesinin nedeni
ölürken
gülmeyedir.

yıldızlar tepinedursun
benim aklımda ölmek var, bir son olacak ölüşüm...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Benim Bir Alayım Yok II

légion d'honneur

Mühür